"Türk halkları" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(Yeni sayfa: "{{Diğer anlamı2|Türk}} {{Etnik grup bilgi kutusu |grup = Türkler |resim = |nüfus = 170-210 milyon |bölge1 = {{bayraksimge|Türkiye}} Türkiye |nüfus1 = 60.000.000<r...") |
(Fark yok)
|
16:50, 26 Mart 2017 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Şablon:Diğer anlamı2 Şablon:Etnik grup bilgi kutusu Türk halkları (Eski Türkçe: 𐱅𐰇𐰼𐰰), Avrasya'da geniş bir coğrafyada dağınık olarak yaşayan ve Altay dilleri ailesinin bir alt kolunu oluşturan Türk dillerinin çeşitli konuşan etnik Türk gruplarıdır. Dünyada 200 milyondan fazla Türk bulunduğu ve bu nüfusun yaklaşık üçte birinin Türkiye'de yaşadığı düşünülmektedir.
İçindekiler
- 1 Coğrafî dağılım
- 2 Köken bilimi
- 3 Dil
- 4 Tarihçe
- 5 Demografi ve antropoloji
- 6 Türkiye'deki Türk dillerinin dağılımı
- 7 Çağdaş cumhuriyetler
- 8 Çağdaş özerk cumhuriyetler
- 9 Dinler
- 10 Tarihî Türk halkları ve boyları
- 11 Günümüz Türk halkları
- 12 Küçük Türk grupları
- 13 Galeri
- 14 Ayrıca bakınız
- 15 Kaynakça
- 16 Dış bağlantılar
Coğrafî dağılım
Türk halklarının 1995 yılındaki verilere göre toplam nüfusu 170 milyona ulaşmıştır. Günümüzde ise 200-250 milyona ulaştığı tahmin edilmektedir.<ref>M1</ref>Şablon:Fact
Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan bağımsızlıklarını kazandılar ve Türk dillerini egemen ve resmî dil olarak kabul eden devletlerin sayısı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte yediye çıkmıştır. Bunların dışında Rusya, İran (Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil, Zencan, Hamedan ve Fars eyaletleri ile Türkmensahra bölgesi), Çin (Doğu Türkistan (Uyguristan), Kansu), Tacikistan ve Afganistan (Mezar-ı Şerif çevresi), Gürcistan (Ahıska, Ahılkelek, Borçalı (Kvemo Kartli) bölgeleri) 'da Türk dilleri konuşan azınlıklar yaşamaktadırlar.
Osmanlı Devleti'nin yayılma alanında bulunan Yunanistan (Trakya Bölgesi), Bulgaristan (Rodop ve Deliorman bölgeleri), Romanya (Dobruca'nın batısında Kobro Nehri çevresi), Kosova, Makedonya, Suriye,Mısır ve Irak (Musul, Kerkük, Erbil bölgeleri) 'ta da Türkler ve Türkçe konuşan topluluklar bulunur.
Ayrıca modern dönemdeki işçi göçleri sonucunda, Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, Avusturya, İsviçre, İsveç, Danimarka, Norveç, Britanya, ABD, Kanada, Avustralya, Libya, Suudi Arabistan ve Yeni Zelanda gibi birçok ülkede Türk toplulukları oluşmuştur.
Aşağıda Türk dillerini anadili olarak konuşan toplulukların başlıca yerleşim alanları ve yaklaşık nüfusları gösterilmiştir.
Köken bilimi
Türk sözcüğü Çin kaynaklarında M.Ö. 3. yüzyılda geçmektedir. Çin yıllıklarında Ting-ling (丁零 Pinyin: dīng líng, 丁霊, dīng líng), T’ieh-lê (鉄勒 tiě lè), T’u-cüeh, 敕勒, (chì lè) şeklinde değişik biçimlerle ifade edilmiştir.<ref>Prof. Dr. Tuncer Baykara, Türk, Türklük ve Türkler, s. 371-387, İstanbul, IQ yayınları.</ref> Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen Avrupa'da ilk kullanımı ise MS 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak bölgesinde yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir.<ref>Sevan Nişanyan, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, İstanbul, 2009 ISBN : 9789752896369</ref><ref>Abdulkadir İnan, Urartu yazıtında ve Romalı Plinius'un tarihinde «Türk Adı» var mı? Belleten, TTK, Cilt. XlI, S. 45, 1948, s. 277 - 278</ref><ref>dile Ayda, Une Theorle Sur L'Orlglne Du Mot «Türk», «Türk» kelimesinin Menşei Hakkında Bir Nazariye, TTK, Belleten. Cilt. XL., No. 158, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Nisan 1976, s. 229 - 247</ref><ref>Hamit Koşay, ldil - Ural bölgesindeki Türkler'In Menşei Hakkında, V. Türk Tarih Kongresi: 12-17 Nisan 1956, TTK. Basımevi. Ankara 1960. s. 232-243</ref><ref>http://www.dmy.info/turk-adi-ne-anlama-gelir/</ref><ref>Laszlo Rasonyi, Dünya'da Türklük, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. Ayyıldız Matbaası, Ankara 1974</ref><ref>Prof. Dr. Ercümend Kuran, Türk Adı ve Türklük Kavramı, Türk Kültürü Dergisi, Yıl, XV, S. 174, Nisan 1977. s. 18-20.</ref> Türk adı 6. yüzyılda da resmi olarak Göktürk Kağanlığı'nda kullanılmıştır.<ref>aton.ttu.edu/pdf/Eski_Turk_Yazitlari_Part_1.pdf</ref><ref>aton.ttu.edu/pdf/Eski_Turk_Yazitlari_Part_4.pdf</ref> Orhun Abideleri'ndeki edebi dil ve Türk adının yoğun kullanımı da Türk sözcüğünün sözlü ve yazılı olarak daha önceden kullanıldığını gösterir.<ref>eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/EDB201U.pdf</ref> Türk sözcüğü Orhun Yazıtlarında 𐱅𐰇𐰼𐰰 olarak geçer. 10. yüzyıla ait Uygur Türkçesi metinlerde Türk, "güç, kuvvet" anlamında kullanılmıştır.
Dil
Türkçe, Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna üyedir. Türk dilleri birbirlerini anlayabilen şivelerden oluşan lehçelere ayrılır. En büyük grup Türkiye Türkçesi, Azerice ve Türkmenceyi içine alan Oğuz grubudur. Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır.
Tarihçe
Göktürklerden önce
Orta Asya'nın "Bozkır İmparatorlukları" içinde Türk halkları daima belirleyici bir rol oynadılar; çoğu zaman bu imparatorlukların kurucu ve yönetici zümresini oluşturdular. İnsan eliyle yapılmış en büyük yapı olan Çin Seddi, Çin'in yerleşik uygarlık alanlarını Türklerden korumak için MÖ 2. yüzyılda inşa edildi.
Orta Asya'da kurulan Türk uygarlıklarının tarihi en azından Orta Taş Çağına kadar dayanmaktadır. Bilinen bu uygarlıklardan en eskisi olan Anav Uygarlığı MÖ 10.000 yıllarına kadar uzanmaktadır.<ref>"However, the emergence of the Anav culture goes back as early as 4000 B. C.; and according to one argutment even as early as 9000- 1 0000 B.C." (Murat Ocak, The Turks: Early ages, Yeni Türkiye, 2002, p. ?)</ref> Anav kültür bölgesindeki insanlar yerleşik olup, dokumacılık, toprak ve bakır işlemeciliği ile uğraşmış; koyun, keçi, sığır ve deve beslemişler ayrıca tarım da yapmışlardır.<ref name="agezici"/> Diğer Orta Asya Türk Uygarlıkları ortaya çıkışlarına göre sırasıyla Afanesevo, Kelteminar, Andronovo, Karasuk ve Tagar kültür bölgeleridir.
MÖ 1050'de Türkistan'dan Çin'e göç eden Türkler bu bölgede Çu Devleti'ni kurmuşlardır. Bu devlet oldukça uzun ömürlü olmuş, Çin'i uzun süre yönetmiştir. Çu Devleti Çin'e yeni bir yönetim sistemi ve yeni inançlar getirmiştir.<ref name="agezici"> Şablon:Kitap kaynağı</ref> Çu Devleti'nin ardından 4. yüzyılda Çin'de yeni bir Türk devleti olarak Vey kurulmuştur. Fakat bu devlet Çu'nun aksine uzun ömürlü olmamıştır.
Orta Asya ve Karadeniz civarında devlet kuran Türkler arasında en köklüleri İskitler veya diğer adıyla Sakalar ve Kimmerler olmuştur. Daha çok Doğu Karadeniz ve Kırım civarlarında hüküm süren Kimmerler, MÖ 20. Yüzyılda Kırım, Kafkaslar ve Doğu Karadeniz coğrafyasında ortaya çıkmış, MÖ 800’lerde yine kendileri gibi bir Türk Kavmi olan İskitlerin Kafkaslardan gelmeye başlamasıyla bölgedeki hâkimiyetlerini kaybederek Doğu Anadolu ve Güney Karadeniz hattına çekilmek zorunda kalmış, bu bölgede yaşayan Lidyalılar, Asurlar ve Urartular arasında sıkışarak zayıflamış ve MÖ 700’lerde bölgedeki üstünlüğünü kaybederek iki kol halinde Balkanlar ve Hazar Denizi bölgelerine göç ederek bölge halklarının içerisine karışmışlardır. Kimmerleri göçe zorlayan İskitler ise Orta Asya merkezli büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. Savaşçı bir topluluk olan ve Kafkasya üzerinden Anadolu'ya seferler yapan İskitler Urartu Devleti'ni yıkmışlar, Suriye'yi ele geçirerek Mısır'a kadar ilerlemişlerdir. İskit-Pers ve İskit-Makedon savaşları birçok destana konu olmuştur. Genelde konargöçer yaşayan ve hayvancılıkla meşgul olan İskitler çadır şekline getirilmiş arabalar içinde yaşamışlardır. At üzerinde ok salmakla ünlenmişlerdir. İskit kurganlarında çıkan eserler onların uygarlıkta ileri olduklarını göstermiştir. Bozkırın Kuyumcuları olarak nam salan İskitler altın ve gümüş işçiliğinde ustaydılar. İskitlerin uzun ömürlü imparatorluğunu yıkan yine Orta Asya kökenli bir Türk topluluğu olan Sarmatlardır. Bunların haricinde bu dönemde Orta Asya-Karadeniz'de Tauriler, Arimasplar ve Massagetler bilinen Türk toplulukları arasındadır.
Ardından Orta Asya'da İskitlerin devamı olan Asya Hun İmparatorluğu Teoman tarafından kurulmuştur. Bu imparatorluğu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.<ref name="tez">Balaban, Ayhan. İskit, Hun ve Göktürklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat. T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 2006. URL:http://fef.kafkas.edu.tr/sosyb/tde/halk_bilimi/makaleler/kultur_med/kultur_med%20(20).pdf. Erişim tarihi: 11.12.2011. (Archived by WebCite® at http://www.webcitation.org/63rPeTJL1)</ref> Asya Hunlarının en önemli hükümdarı olan Mete Han, Turanlı uluslardan olan Tunguzları ve Türk olan Yüeçileri tamamen itaat altına almış ve Çin'i baskı altına alan bir politika izlemiştir. Çin seddi bu dönemde Türklerden korunabilmek amacıyla yapılmıştır. Chicago Üniversitesi bünyesinde 2003'te yapılan bir araştırmada, Moğolistan'da Egyin Gol'de bulunan Asya Hunları dönemine ait insan kalıntılarıyla Anadolu'da Türklerden alınan genetik verilerin birbiriyle uyuştuğu tespit edilmiştir.<ref>Christine Keyser-Tracqui, Eric Crubézy , Horolma Pamzsav, Tibor Varga, Bertrand Ludes, "Population origins in Mongolia: Genetic structure analysis of ancient and modern DNA", American Journal of Physical Anthropology, 2006 Apr 4.</ref>
Asya Hun İmparatorluğu'nun yıkılmasından birkaç yüzyıl sonra Hunların bir bölümü daha batıya göç etmiş burada Avrupa merkezli bir devlet kurmuşlardır. Kama Tarkan, bölgedeki Hun topluluklarını yönetimi altında toplayarak 352 yılında Avrupa Hun İmparatorluğunu resmen kurmuş ve yönetimi 370 yılına kadar elinde bulundurarak Hazar ve çevresinde önemli bir güç haline gelerek hakimiyet alanını batıya doğru ilerletmiştir. Geçen 18 yıl, Hazar bölgesinde yaşayan Hun Türklerinin teşkilatlanmasını ve Devlet düzeninde ilerlemesini sağlamıştır. Kama Tarkan'ın ölümüyle yönetime geçen Balamir batıya doğru ilerlemeye başlamış ve Hunlar gibi batıya yönelen Türk halklarından biri olan Alanların ülkesini ele geçirmiştir. Balamir, İdil nehrini geçerek bu bölgede bulunan Gotlara baskı kurmaya başlamıştır. Gotlarla İlk savaş 375 yılında gerçekleşmiştir. Savaşı kazanan Balamir, Gotları Avrupa'nın içlerine, Roma'ya doğru ilerlemelerini sağlamıştır. Kavimler Göçü olarak tarihe geçen süreç bu savaşla başlamıştır. Balamir döneminde Hunlar, hakimiyet alanlarını genişleterek Avrupa içlerine doğru ilerlemişlerdir. Alipbi’nin ölümüyle tahta geçen Uldız ise Karpat dağlarını aşarak bugünkü Macaristan'a kadar ulaşmıştır. Roma'nın ikiye bölünmesiyle Uldız, Trakya ve Balkanlar üzerine yürümüş ve aynı dönemde, bir diğer koldan da bugünkü Urfa ve Lübnan'a kadar hızla ilerleyip Akdeniz'e ulaşmıştır. Batı Roma ile iyi ilişkiler içerisinde olan Uldız, Doğu Roma'yla mücadele halinde olmuştur. Uldız, Doğu Romanın gönderdiği elçiye “Güneşin Battığı Yere Kadar Her Yeri Zaptedebilirim” diyerek meydan okuduğu tarih kaynaklarında geçmektedir. 434 yılında, Rua’nın ölümüyle yönetim, Rua’nın kardeşi Muncuk’un iki oğluna kalmıştır. Bleda ve kardeşi Attila, bu dönemde imparatorluğun yönetimine geçmiştir. Bu dönem boyunca genelde savaşları yöneten kişi olan Attila 445 yılında Bleda'nın ölmesiyle yönetimi tek başına eline almıştır. Attila’nın amacı, hem Doğu hem Batı Roma'yı egemenliği altına almaktı. Daha önce Doğu Roma üzerine yürünmüş ve baskı altına alınmıştı. Doğu Roma halen Hunlara vergi ödüyordu. Ancak Doğu Roma’nın Hunlar üzerindeki oyunları halen devam ediyordu. Rua'nın ölümünden hemen sonra Attila, Doğu Roma'nın üzerine yürüyüp savaşı kazanmış ve Margos antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla vergi iki katına çıkarılmıştır. Doğu Roma, antlaşmayı imzalasa da antlaşmanın şartlarına uymamıştır. Bunun üzerine Attila, 441 yılında tekrar Doğu Roma’nın üzerine yürümüştür. Trakya'ya kadar ilerlemiş ve vergi üç katına çıkarılmıştır. Doğu Roma, yine antlaşmaya aykırı hareket ederek Hunlara bağlı kavimleri isyana teşvik etmiştir. Ticaret kurallarını çiğneyerek tüccarlarını Hun topraklarına göndermiştir. Attila, bu kez Doğu Roma'nın üzerine iki koldan saldırıya geçmiştir. Bir koldan Yunanistan'dan girerek Tselya’ya kadar ilerlemiştir. Diğer koldan Sofya, Lüleburgaz, Flibe şehirlerini ele geçirmiştir. Bugünkü Büyük Çekmece yakınlarına kadar ulaşmıştır. Bu ilerleyişten sonra Doğu Roma tekrar barış istemiştir. Anatolyos antlaşması imzalanmış ve vergi üç katına çıkarılmıştır, savaş tazminatı ödetilmiş ve Tuna'nın güneyindeki bölge Doğu Roma askerlerinden arındırılmıştır. Attila, 451 yılında Batı Roma imparatorunun kızıyla evlenmiştir. Karısının çeyizi olarak Batı Roma topraklarının yarısını istemiştir. Bunun üzerine Batı Roma ve Hun İmparatorluğu büyük bir savaşa girmiştir. Attila ordularını, Batı Romanın asker deposu olarak görülen Galya’ya göndermiştir. Savaş daha sonuçlanmadan Batı Roma askerlerini geri çekip yenilgisini kabul etmiştir. Attila'nın amacı Doğu Roma'yı tamamen kendisine bağlamaktır. Kesin sonuç almak için 452 yılında bir sefer daha düzenlemiştir. Roma'nın artık karşı koyacak gücü yoktur. Attila, ordusuyla Alpleri aşarak Po ovasına inmiş ve İtalya'nın kuzey kentlerini ele geçirerek Roma önüne kadar ilerlemiştir. Papa II. Leo, Attila'nın huzuruna çıkarak Attila'nın Roma'ya zaten hakim olduğunu söyleyerek Hristiyanlığın merkezi olarak kabul edilen Roma’nın yıkılmamasını talep etmiştir. Bu dönemde bölgede Veba salgını sorunu vardır. Attila bu seferle Batı Roma'yı egemenliği altına almıştır. Bölgedeki Veba salgını nedeniyle daha fazla ilerlememiş ve vergiyi arttırarak geri dönmüştür. Attila, 453 yılında şüpheli bir şekilde öldürülmüştür. Bazı tarih kaynaklar Attila'nın karısı tarafından zehirlendiğini ifade ederken bazıları da hançerlenerek öldürüldüğünü belirtir.<ref>http://www.turktarihim.com/Avrupa_Hun_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu.html</ref>
Göktürklerden sonra
Göktürk Kağanlığı'nu kuran Türk halkının köken efsanesine 8. yüzyıla ait olan Orhun Yazıtları'nda ve daha sonraki birçok kaynakta yer verilmiştir. Buna göre Türk halklarının anayurdu Altay dağları yakınında, Selenga ve Orhun ırmakları arasında bulunan Ötüken Ormanı idi. Bu yer Baykal Gölü'nin güney ucunun 250 km kadar güneyinde olup, günümüzde Moğolistan sınırları içinde bulunmaktadır.
Dilsel verilerden hareket eden bazı araştırmacılar Türk dillerinin nihai kökeninin daha kuzeyde, belki Baykal Gölü'nün kuzeyinde veya doğu Sibirya'da olabileceğini ileri sürmüşlerdir. (Türk dillerinde ılıman ve soğuk iklim ormanlarına ilişkin kelimeler bozkır kuşağına ilişkin kelimelerden daha eski ve daha zengindir.Şablon:Fact)
Göktürk Kağanlığı'nın 8. yüzyılda yıkılmasından sonra Uygurlar, bugünkü Moğolistan ve Batı Çin'i kapsayan güçlü bir imparatorluk kurdular. 10. yüzyılda Orta Asya'nın Batısında bir imparatorluk kuran Karahanlılar, Müslümanlığı benimseyen ilk Türk hanedanıydı. Yine 10. yüzyılda, Türk asıllı bir mamlûk olan Gazneli Mahmut, Afganistan'ın Gazne kentinde bir imparatorluk kurarak Hindistan'ın büyük bir bölümüne egemen oldu.Şablon:Fact
Orta Doğu'nun İslam ülkelerinde Türk halkları 8. yüzyıldan itibaren profesyonel paralı asker olarak önemli bir yer edinmişlerdi. 9. yüzyıl sonunda Abbasi İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla mamlûkler Mısır, Bağdat ve İran'da bağımsız veya yarı bağımsız devletler kurdular.Şablon:Fact
1040 yılı dolayında, Oğuz boyuna mensup olan Selçuklular İran'ı ele geçirerek Büyük Selçukluları kurdular. 1071 yılında Selçuklular Bizans İmparatorluğu'nu ağır bir yenilgiye uğratarak, Anadolu, Suriye ve Kafkaslar'da çok sayıda Anadolu Beyliklerinin ortaya çıkmasına zemin hazırladılar. Ancak Türk halklarının kitle halinde Anadolu'ya yerleşmesi daha çok 13. yüzyılda, Moğol istilasından batıya kaçmalarıyla gerçekleşti.Şablon:Fact
13. yüzyıl sonunda Anadolu'da kurulan Türk devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti, İslam dünyasının en güçlü imparatorluğu haline geldi. Balkan Yarımadası'nı fethetti; 16. yüzyılda bir yandan Viyana'ya dayandı ve diğer yandan Cezayir'i himaye altına aldı.
Sibir Hanlığı, parçalanmaya başlamış olan Altın Ordu'dan daha kuzeye göç eden Tatar Türkleri tarafından 15. yüzyılın ikinci yarısında kurulmuş bir devletti. Turan Hanlığı olarak da bilinen<ref>John Smith, A System of Modern Geography: Or, the Natural and Political History of the Present State of the World vol.1 p.321.</ref><ref>Tooke, William, A View of the Russian empire during the reign of Catharine the Second volume II p.60</ref> Sibir Hanlığı, İslam'ı resmi din olarak kullanarak hüküm sürdüğü bölgedeki yerli Türklerin ve Ural halklarının da Müslümanlaşmasını sağlamıştı. Sibir Hanlığı, tarihten bu yana en kuzeydeki Müslüman devlettir ve 1598'de Rusya Çarlığı tarafından ortadan kaldırılmasına kadar varlığını sürdürmüştür.
Timurlu İmparatorluğu, 14. yüzyılın ikinci yarısında Timur tarafından kurulan, Özbekistan merkezli bir Türk devletiydi. Timurlu İmparatorluğu, Timur döneminde en güçlü zamanlarını yaşarken etrafındaki Türk-İslam devletlerini kendi bünyesine katarak Müslüman Türkleri büyük ölçüde birleştirmiş oldu. Timur Orta Asya'da büyük bir rönesans yapmış, zaten bilim dünyasının merkezi olan Özbekistan'da bilimin daha da ilerlemesini sağlamış ve bilim adamlarını bu bölgede toplamıştı. Ayrıca Timur Türkçeyi yüksek bir kültür dili haline getirerek dönemin en saygın dili haline gelmesini sağlamıştı.
Safevi Devleti, Azeri Türkü kökenliydi.<ref name="sonn">Tamara Sonn. A Brief History of Islam, Blackwell Publishing, 2004, p. 83, ISBN 1-4051-0900-9</ref><ref name="csatoetal">É. Á. Csató, B. Isaksson, C Jahani. Linguistic Convergence and Areal Diffusion: Case Studies from Iranian, Semitic and Turkic, Routledge, 2004, p. 228, ISBN 0-415-30804-6.</ref><ref name="fryeiranica">"Peoples of Iran" Encyclopædia Iranica. RN Frye.</ref> Safeviler Türkçe konuşuyordu<ref name="savory07">Şablon:Cite book</ref><ref>E. Yarshater, "Iran", . Encyclopædia Iranica. "for all practical purposes they were Turkish-speaking and Turkic."</ref> ve şahlar kendi anadilleri Türkçeyi kullanarak şiirler yazıyordu. Safeviler tüm İran ve çevresini yaklaşık iki yüzyıl boyunca egemenliği altında tuttu<ref>Helen Chapin Metz. Iran, a Country study. 1989. University of Michigan, p. 313.</ref><ref>Emory C. Bogle. Islam: Origin and Belief. University of Texas Press. 1989, p. 145.</ref><ref>Stanford Jay Shaw. History of the Ottoman Empire. Cambridge University Press. 1977, p. 77.</ref><ref>Andrew J. Newman, Safavid Iran: Rebirth of a Persian Empire, IB Tauris (March 30, 2006).</ref> ve hüküm süresi boyunca Onikici Şii İslam'ı yaşattı.<ref name="savoryeiref">RM Savory, Safavids, Encyclopedia of Islam, 2nd ed.</ref> Safevilerin, Onikici Şii İslam'ı resmi din olarak kullanan ilk devlet olması, İslam tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri oldu.
Babür İmparatorluğu, Hindistan'ı yöneten Türk devletlerinden biriydi. En güçlü dönemlerini yaşadığı 16. yüzyılın ilk yarısından 18. yüzyılın ilk yarısına kadar olan dönem arasında sınırları Özbekistan, Hindistan, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve dolay bölgeleri kapsıyordu. Babür Hanedanlığı, Çağatay Türklerinin önderi Babür tarafından kurulmuştu. Babür Şah'ın soyu Timur'a dayanıyordu, Babür Şah'ın annesinin soyu ise Cengiz Han'a dayanıyordu.<ref name="Mughal Dynasty">Encyclopædia Britannica Article:Mughal Dynasty</ref><ref>Encyclopædia Britannica Article:Babur</ref> Babür İmparatorluğu, sınırları içerisinde Müslümanları ve Hinduları birleştirmiş<ref name="Mughal Dynasty"/><ref>Şablon:Web kaynağı</ref><ref>Şablon:Web kaynağı</ref><ref>Babur: Encyclopædia Britannica Article</ref> ama şeriat yönetiminden vazgeçmemişti.
Afşar İmparatorluğu, adını Oğuz Türklerinin Afşar boyundan alıyordu. Safevi komutanı olan Nadir Şah, 1736'da son Safevi hükümdarını devirerek imparatorluğunu kurdu ve hükümdarlığını ilan etti. Nadir Şah, Afşar boyunun Kırklu oymağına mensuptu.<ref>Cambridge History of Iran Volume 7, pp.2–4</ref>
Demografi ve antropoloji
Türk halkları günümüzde Doğu Sibirya'dan Orta Asya'ya, Anadolu'dan, Balkanlar'a kadar geniş yayılım göstermektedir. Türk halklarının yoğun olarak yaşadığı başlıca ülkeler Doğu Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Türkiye, Azerbaycan ve İran'dır. Irak, Rusya, Balkanlar ve diğer çeşitli Avrupa ülkelerinde de ayrıca azınlık konumunda bulunan Türk kökenli halklar yaşamaktadır.
Bugün nüfusları yaklaşık 150-200 milyonu bulan<ref>Brigitte Moser, Michael Wilhelm Weithmann, Landeskunde Türkei: Geschichte, Gesellschaft und Kultur, Buske Publishing, 2008, p.173</ref> Türk halkları, etnik olarak yayılım sahaları içerisinde Doğu'ya gittikçe "mongoloid" (sarı), Batıya gittikçe de "europid" (beyaz) ırk özellikleri göstermektedir.<ref>Golden, "Türk halkları tarihine giriş."</ref> Türk halkları tarihte sıklıkla "beyaz" (europid) ırkın bir alt kolu olan ve "sarı" (mongoloid) ırkla karışmış ırkı tanımlamak için kullanılan<ref>Racial and cultural minorities: an analysis of prejudice and discrimination, Environment, development, and public policy, George Eaton Simpson, John Milton Yinger, Springer, 1985, ISBN 0-306-41777-4, p.32.</ref><ref>American anthropologist, American Anthropological Association, Anthropological Society of Washington (Washington, D.C,), 1984 v. 86, nos. 3-4, p. 741.</ref> "Turanid" terimi ile anılmışlardır.<ref name="Eickstedt, Maksim">Eickstedt, Rassenkunde und Rassengeschichte der Menschheit, 1934, pp. 169-174. In: Maksim Grigorʹevich Levin, Ethnic origins of the peoples of northeastern Asia, Arctic Institute of North America by University of Toronto Press, 1963, p.31.</ref>
Türk halklarının da içerisinde yer aldığı bilinen Orta Asya kültür çevrelerine (Afanasiyevo-(MÖ 2500-1700), Andronova-(MÖ 1700-1200), Okunevo-(MÖ 1000-), Karasuk-(MÖ 1300-800) v.b.) ait insan kalıntıları, bu bölgede en eski çağlardan beri bu iki farklı ırkın iç içe yaşadığını göstermektedir.<ref>Ögel,İslamiyetten önce Türk kültür tarihi s.5-7</ref><ref>Karatay, İran ile Turan s.29</ref>
Bilimsel görüşler
Şablon:Başlık genişlet Türk halklarının dilleri, kültürleri ve tarihi ile meşgul olan bilim dalının adı Türkoloji'dir. Bu anlamda görüş bildiren Fransız tarihçi ve Türkolog Jean-Paul Roux Türklerle ilgili olarak:
- "Türkler dışardan evlenme eğiliminde oldukları ve eşlerini Türk olmayanlar arasından seçtikleri, rastladıkları her kavimle kaynaştıkları, dilleri çok büyük bir çekim gücüne sahip olduğu ve pek çok topluluk da bu dili ve kültürü benimsediği için Türklerle ilgili karakteristik denilebilecek (..) herhangi bir özellik saptama olanağı kalmamıştır. (...) <ref name="Roux">Jean Paul Roux, çev.: Aykut Kazancıgil, Lale Arslan-Özcan, Türklerin Tarihi: Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl, Kabalcı Yayınevi, Şubat 2007, ISBN 9759970910, Sayfa 29</ref> Çünkü dünyada en çok yayılan ve gittikleri bölgelerdeki yerli halklarla en çok karışan millet Türkler'dir. Türklerle ilgili olarak kabul edilebilecek tek tanım dilbilimsel olandır. Türk; Türk diliyle konuşandır;" tarifinden sonra, "İnsanlık tarihinde baştan beri var olan bu millet;kendine özgü yasaları, ayırt edici özellikleri olan canlı bir organizma, çok çeşitli ögelerden oluşmuş; ancak matematiksel bir bütün oluşturmuş ve kesin ve net tanımla Türk adını almış, aynı kültürden olan,aynı dili konuşan insan topluluğudur; ifadesini kullanmıştır.<ref name="Roux"/>.
Türkiye'deki Türk dillerinin dağılımı
|
Çağdaş cumhuriyetler
Devlet | Tarih | Notlar | |
50px | Türkiye | 1923-.... | |
50px | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti | 1983-.... | |
50px | Azerbaycan | 1991-.... | |
50px | Kazakistan | 1991-.... | 30px Asıl yerleşim yeri Gürcistan olan ve başta Kazakistan olmak üzere Orta Asya ve Türkiye'ye yayılmış olan Ahıska Türklerinin kullandıkları gayriresmi bayrağı. |
50px | Kırgızistan | 1991-.... | |
50px | Özbekistan | 1991-.... |
|
50px | Türkmenistan | 1991-.... |
Çağdaş özerk cumhuriyetler
Devlet | Tarih | Notlar | |
50px | Sincan Uygur Özerk Bölgesi | 1955-.... |
|
50px | Altay | 1991-.... | |
50px | Balkar | 1991-.... | |
50px | Çuvaşistan | 1991-.... | |
50px | Dağıstan | 1991-.... | Halkın yaklaşık %25'ini Türki halklar olan Kumuklar, Azeriler ve Nogaylar teşkil eder. Kafkasya Avarları'nın kökeni tartışmalıdır.
|
50px | Gagavuzya | 1991-.... | |
50px | Kırım Özerk Cumhuriyeti | 1991-.... | |
50px | Hakasya | 1991-.... | |
50px | Karaçay | 1991-.... | |
50px | Karakalpakistan | 1991-.... | |
50px | Nahçıvan | 1991-.... | Azerbaycan'ın bir bölgesidir. |
50px | Tataristan | 1991-.... | Rusya'da bir bölgedir. |
50px | Tuva | 1991-.... | |
50px | Yakutistan | 1991-.... |
Dinler
Türk halklarının büyük birçoğunluğu 10. yüzyıldan itibaren İslam dinini kabul etmiştir. Ancak Gagavuzlar, Çuvaşlar ve Yakutlar gibi Hıristiyanlığın Ortodoks koluna mensup olan, Kırımçaklar ve Karaylar gibi Yahudilik dinine mensup olan, Tuvalar gibi Budizm dinine mensup olan ve Altaylar gibi geleneksel Gök-Tanrı veya Şamanizm inancını sürdüren Türk toplulukları da vardır.
Dinsel tarih
Türklerin dinî hayatını kısaca İslamiyet öncesi ve sonrası olmak üzere iki ana kısma ayırabiliriz. İslamiyet’i kabul etmeden önce monoteizm temeline dayanan Tengricilik dinine tabi olan bu Asya topluluğu, önce yönetici kesiminin, daha sonra da halk tabakasının Müslümanlığı kabul etmesiyle İslam'ı inanç dünyalarının merkezine yerleştirmişlerdir. Örneğin: Muhammed Peygamberin, Türkler hakkında "أتركوا الترك ما تركوكم" (Uturkû al-Turka ma tarakûkum) yani "Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın," dediği rivayet edilir.<ref>El-Cüveyni; Tarih-i Cihan-güşa, 1, s:11</ref><ref>İmam Taberani (Mu’cem’ül-Kebir ve Mu’cem’ül Evsat)</ref> Böylece Türklerin İslamiyetin koruyucusu olan bir millet haline geleceği yönündeki inanç bu Hadis-i Şerif'e dayanarak öne sürülür. Bu hadis bazı kaynaklarda "Habeşliler sizinle uğraşmadıkça siz de onlara uğraşmayınız. Ve Türkler size dokunmadıkça siz de Türkler’e dokunmayınız!" (دَعُوا الْحَبَشَةَ مَا وَدَعُوكُمْ ، وَاتْرُكُوا التُّرْكَ مَا تَرَكُوكُمْ) şeklinde yer alır.<ref>(Sünen-i Davud, IV.s:112)</ref><ref>Câmi'u's-Sahîh, 3884</ref><ref>Ebû Davud , Melâhim: 8.</ref>
Ancak buna karşın değişik kaynaklarda gerçek (sahih) olmadığı veya gerçekliği (sahihliği) kanıtlanamadığı halde Muhammed Peygamberin söylediği iddia edilen, Hadis olduğu öne sürülen pek çok söz bulunur. Örneğin Kaşgarlı Mahmud "Divânu Lügati't-Türk"te Türkleri öven pek çok hadise yer vermiştir. Ancak bunların neredeyse hiçbirisi hadis kaynaklarında yer almaz. Bunlardan bir tanesi şöyledir: "Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır."<ref>Atalay, Besim (2006). Divanü Lügati't - Türk. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. ISBN 975-16-0405-2, Cilt-1, Sayfa:3</ref> Bu cümleden önce şöyle bir açıklama bulunur: "And içerek söylüyorum, ben Buhara'nın, sözüne güvenilir imamlarından birinden ve başkaca Nişabur'lu bir imamdan işittim."<ref>Divânu Lügati't-Türk, Kaşgarlı Mahmud, Trc. Besim Atalay, I, XVII, TDK Ankara</ref><ref>Türklerin Araplarla Münasebetleri, Sami Baskın, ODÜ, Sosyal Bilimler Arastırmaları Dergisi</ref> Ancak bu hadis güvenilir (hatta yeterince güvenilir bile olmayanlar dahil) hiçbir hadis kaynağında yer almaz, dolayısıyla sahih kabul edilemez.<ref>KARAHANLI DÖNEMİ TÜRKÇESİNDE SÖZÜN ETKİLİ KULLANIMI, Ramazan Çakır, Mevlana Üniversitesi</ref>
Bunun dışında Orta Asya’da Şamanist geleneğin bazı yönlerini İslam ve Hıristiyanlıkla bir biçimde bağdaştırarak sürdüren toplumlar olduğu gibi, bir inanç sistemi olarak Kamlık (Türk-Moğol Şamanizm’i) dışında başka bir din kabul etmeyen topluluklar da -sayıları çok az da olsa- günümüzde dahi mevcuttur. Bu toplumların bugünkü uygulamaları bile geçmiş çağlardaki inançları hakkında pek çok kıymetli bilgiler içerir. Bunun dışında geçmiş dönem inançlarına ait pek çok uygulama ve anlayışın örtülü bir biçimde günümüzde varlığını sürdürdüğü de görülmektedir. Ancak istisnalar (mesela Gagavuzlarda Hıristiyanlık, Karaylarda Musevilik, Moğollarda Budizm, kimi Sibirya ve Altay boylarında Kamlık) dışında İslam Dini tüm Türk Dünyasının en önemli ortak paydalarından ve ortak değerlerinden birisidir. Türklerin devlet kurarak yayılmış oldukları alanların tamamında nüfusun en az yüzde 90’ı İslamiyet’i benimsemiş durumdadır. Dolayısıyla İslamiyet artık Türk Dünyası için halk kültürünün asli unsurlarını da içeren ve etkileyen bir öneme sahiptir.
Tarihî Türk halkları ve boyları
- Afşarlar ya da Avşarlar
- Ağaçeri
- Akkoyunlular
- Avarlar
- Çiğiller
- Gacallar
- Göktürkler
- Hazarlar
- Hunno-Bulgarlar: Bugünün Bulgaristan-Bulgarları islavlarla karışmış Türklerin torunlarıdır, ama kendilerini islav olarak görürler. Bulgarların ilk Kağanları Türkçe konuşurdu (Bulgar-Türkçesi), bakınız: Volga Bulgarları
- İskitler
- Kanglılar
- Kara Kıtaylılar
- Karaçaylar
- Karahanlılar
- Karakoyunlular
- Karamanoğulları: Devlet-i Âliyye'nin (Osmanlı Devleti) Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırmasından sonra Kıbrıs'a göç etmişlerdir. Osmanlı'ya oynadıkları oyunlar, "Karaman'ın koyunu, sonra çıkar oyunu" deyimiyle ad bulmuştur.
- Karluklar
- Kayılar
- Keraitler
- Kerul-Tatarları
- Kimekler ya da Kımaklar
- Kınıklar
- Kıpçaklar (Romanya'da yaşayan ve macarca konuşan Székler Kumanların torunları olarak görülebilir.
- Yenisey-Kırgızları
- Kutrigurlar
- Hunlar
- Naymanlar
- Ogurlar
- Oğuzlar
- Onogurlar
- Osmanlılar
- Peçenekler
- Sabirler
- Safeviler
- Sakalar
- Selçuklular
- Şatuo
- Tabgaçlar
- Tahtacılar
- Tarduşlar
- Toxsıler
- Türgişler
- Utrigurlar
- Yabakular
- Yağmalar
- Kızık
Günümüz Türk halkları
- Afşarlar
- Ahıska Türkleri
- Aymaklar
- Azeriler
- Balkarlar
- Başkurtlar
- Batı Trakya Türkleri
- Bulgaristan Türkleri
- Hamseler
- Irak Türkmenleri
- Kaçarlar
- Kafkasya Türkleri
- Kafkasya Türkmenleri ya da Stavropol Türkmenleri
- Karadağ Türkleri
- Karaylar
- Karakalpaklar
- Karapapaklar ya da Terekemeler
- Karaçaylar
- Kaşkaylar
- Kayılar
- Kazaklar
- Kırgızlar
- Kırımçaklar
- Kırım Tatarları
- Kızılbaşlar
- Kosova Türkleri
- Kumuklar
- Makedonya Türkleri
- Nogaylar ya da Nogay-Tatarları
- Salarlar
- Romanya Türkleri
- Sibirya Türkleri
- Şahsevenler
- Suriye Türkleri
- Tatarlar
- Terekemeler
- Çuvaşlar
- Türkiye Türkleri
- Türkiye Türkmenleri
- Türkmenler (Doğu-Oğuzları da denir)
- Uygurlar
- Yugurlar
- Öngütler - Gobi Çölü çevresinde yaşayan bir halk.
- Özbekler
- Halaçlar ya da Kalajlar, Kalaçlar
- Kıbrıs Türkleri
- Gagavuzlar
Küçük Türk grupları
- Beltirler
- Delikanlılar (İran'da yaşayan Türkçe konuşan küçük halk)
- Kamasinler
- Zagajlar
- Çulım Tatarları
- Kaçlar (Kaçalar)
- Koyballar
- Kızıllar