"Tartışma:Akkoyunlular" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Emirdağ Ekizceliler Wiki sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara
(Yeni sayfa: "{{Eski ülke bilgi kutusu |kendi_dilindeki_adı = آق‌قویونلو <small>(Farsça)</small> |tam_adı = Akkoyunlular |yaygın_adı =...")
(Fark yok)

21:55, 5 Eylül 2019 tarihindeki hâli

Şablon:Eski ülke bilgi kutusu Akkoyunlular (Farsça: آغ قویونلو veya آق قوینلو, Osmanlıca: آق قوینلو, Azerice: Ağqoyunlu), 14. yüzyılda Oğuz Türklerinin kurmuş olduğu bir devlet. Horasan'dan Fırat Irmağı'na ve Kafkas Dağları'ndan Umman Denizi'ne kadar uzanan topraklarda egemen olmuşlardır.

Tarihi

Türkmen Oğuzlar' ın Bayındır boyundan olan Akkoyunlu Türkmenleri, 13. yüzyıl sonlarında Horasan' dan Azerbaycan' a gelmiş bir aşiret olup, 14. yüzyılda Azerbaycan, Harput, Diyarbakır yöresini yurt edindiler ve devlet kurmadan önce de bölgede etkili oldular. 1340'tan sonra Tur Ali Bey'in önderliğinde Anadolu, Suriye ve Irak içlerine akınlar düzenlediler. Trabzon İmparatorluğu topraklarını yağmaladılar. Trabzon imparatoru bu saldırılardan korunmak için kızını Tur Ali Bey'in oğlu Kutlu Bey’le evlendirdi.

Kuruluşu

Akkoyunlu Devleti’nin kurucusu, Kutlu Bey'in küçük oğlu Kara Yülük Osman Bey’dir. 1398'de Kadı Burhaneddin'i yenerek öldüren Kara Yülük Osman Bey, daha sonra Memlûk sultanının hizmetine girdi. 1400'de Timur'un Anadolu’ya girişine destek verdi ve bu hizmetine karşılık Malatya'yı, 1402'de Ankara Savaşı'ndaki desteğine karşılık da Diyarbakır bölgesini aldı. 1403'te de Diyarbakır'da hükümdarlığını ilan etti. Osman Bey 1435'te Karakoyunlular'a karşı savaşırken öldü.

Kara Yülük Osman Bey'in ölümünden sonra, oğulları arasında iktidar kavgası başladı ve Akkoyunlu Devleti eski gücünü yitirdi. Kara Yülük Osman Bey’in torunu Uzun Hasan, 1453'te Diyarbakır'ı ele geçirerek iktidar kavgalarına son verdi. Akkoyunlu Devleti'ni, sınırları doğuda Horasan'dan batıda Fırat Irmağı'na, kuzeyde Kafkaslar'dan güneyde Umman Denizi'ne kadar uzanan bir imparatorluğa dönüştürdü. Karakoyunluları yenerek bu devleti ortadan kaldırdı ve başkenti Diyarbakır'dan Tebriz'e taşıdı.

Sınırlarını genişletmesi ve bu denli güçlenmesi Uzun Hasan’ı Osmanlılarla karşı karşıya getirdi. Akkoyunlular ile Osmanlılar arasındaki çatışmalar, Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon İmparatorluğu üzerine yaptığı sefer sırasında başladı. Uzun Hasan da Trabzon imparatorunun kızıyla evliydi ve Osmanlı ordusunu durdurmak için Trabzon'a kuvvet gönderdi. Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu bu kuvvetlere yenildi. Fatih, 1461'de Trabzon'u aldıktan sonra Akkoyunluların üzerine sefere çıktı. Uzun Hasan 1473'teki Malatya Savaşı'nı kazanmasına rağmen Otlukbeli Savaşı'nda Fatih karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. Bu yenilgiden sonra topraklarındaki siyasal ve askeri gücünü büyük ölçüde yitirdi. Fakat Uzun Hasan 1474-1478 yıllarında Gürcistan'a hücum etti. 1477'de Gürcü çarı VI. Bagrat (Gürcüce ismi: ბაგრატ VI)'la<ref>Encyclopaedia of Islam article on Uzun Hasan Şablon:En</ref> yapılan anlaşmaya göre Tiflis de dahil olmakla doğu Gürcistan Akkoyunlu egemenliğine girdi. Uzun Hasan’ın 1478'de ölmesinden sonra oğulları arasında başlayan taht kavgaları Akkoyunlu Devleti'ni iyice zayıflattı. Hatta 1500 yılında tahtın iki büyük varisi Murat'la Elvend ülkeyi iki yere parçaladilar. Kura'dan güneydeki topraklar olan Karabağ, Kızılüzen nehrinden Diyarbakır'a kadar topraklar Elvend'e; Irak, Fars, Kirman ise Murat'a kaldı. Sonunda Akkoyunlu Devleti, Safevi hükümdarı Şah İsmail tarafından 1503'de tamamen ortadan kaldırıldı.

Devlet yönetimi

Akkoyunlu ülkesi hükümdar ailesinin ortak mülkü sayılırdı. Hükümdarlar uluğ bey ya da han unvanıyla anılırdı. Akkoyunlu bey ve şehzadeleri, hükümdara bağlı kalmak koşuluyla, kendilerine bırakılan illeri yarı bağımsız olarak yönetirlerdi.

Merkezi devlet işleri başkentteki Büyük Divan'da görüşülür ve karara bağlanırdı. Sahib denen vezirler, hanedandan büyük boyların beyleri ve kazasker Büyük Divan'ın doğal üyesiydiler. Bu divana bağlı Esraf Divanları ise çeşitli devlet işlerinin yürütülmesinden sorumluydu. Ayrıca illerde birer küçük divan bulunurdu. İllerde hukuk işlerine kadılar, din işlerine de müftüler bakardı. Uzun Hasan devlet yönetiminde ve askeri örgütlenmede Osmanlı sistemini örnek almıştı. Kasaba ve köylerden devşirilen piyade azapları, illerdeki beylerin emrinde toprağa bağlı tımarlı sipahiler ve göçer Türkmen boylarından toplanan atlı askerler, savaş zamanında orduyu oluştururdu. Hasan Padişah olarak da anılan Uzun Hasan, Hasan Padişah Kanunları adıyla bilinen, devlet yönetimiyle ilgili yasalar koymuştu.

Akkoyunlu hükümdarları bilginleri ve sanatçıları korumuştur. Ali Kuşçu, Celaleddin Devvani ve İsa Savcı gibi bilginler, bu dönemde önemli yapıtlar vermişlerdir. Başta Diyarbakır ve Mardin olmak üzere Ahlat, Hasankeyf, Erzincan, Bayburt köyleri ve Hasankale'de Akkoyunlulardan birçok cami, türbe, medrese, kale, kale surları ve yazıt kalmıştır. Bunlardan Diyarbakır'daki Şeyh Matar ve Şeyh Safa camileri, Bayburt' un Sinor köyünde Kutlu Bey' in defnedildiği türbe, Mardin'deki Sultan Kasım Medresesi ve Ahlat'taki Emir Bayındır Camisi ile kümbeti önemlidir. Müslüman olmadan önce koyun totemine bağlı olan Akkoyunlular, İslam dinini benimsedikten sonra da bu toteme bağlılıklarını sürdürerek bayraklarını ve mezar taşlarını koyun resimleriyle süslemişlerdir.

Akkoyunlu Hükûmeti zamanında Anadolu’da sürdürülen Alevîlik hareketleri

Sekizinci hicrî asırda Anadolu hemen hemen tamamıyla Şiî bir hüviyete bürünmüştü. Harezm’den geri dönen aşîretler, asırlar boyunca çeşitli mezhep mücadelelerinden bitâp düşmüş bir çevrenin sâhip olduğu i’tikadları da beraberlerinde getirmişlerdi. İlhanlılar’ın yıkılması ve Moğol saraylarında yaşayan Şiî ulûlarının buralardan tardedilmelerinden sonra Diyâr-ı Bekir Türkmen Beyliği’nin oluşumuna kadar geçen süre zarfında bu aşîretler bağımsız olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdi.

Diyâr-ı Bekir Türkmen Beyliği’nin “Akkoyunlu Aşîreti” tarafından kurulması üzerine İlhanlı ve Moğol saraylarını terk eden Şiî âlimleri bu topraklara sığındılar. Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup’un, muhtemelen Şah İsmail'in babası Şeyh Haydar’ın öldürülmesinden sonra Osmanlı padişahı Sultan Beyazıt’a gönderdiği tarihsiz Farsça mektubunda Kızılbaşların mürşidi Şeyh Haydar'ı ''ser-i halka-i erbâbı dalâl/sapkınlar topluluğunun başı''<ref>Mehmet Çelenk, Safevîlerin Din Politikası ve İran’ın Şiîleşme Seyri makalesi, Sayfa:14</ref> olarak vasıflandırarak bu din ve devlet düşmanı sapkınların yok edilmesinden dolayı Müslümanların çok sevineceğini ifade etmektedir. II. Beyazid ise cevabi mektubunda, Sultan Yakup’un “gürûh-i dâlle-i Haydariyye/sapkın Haydariyye topluluğu”na karşı galibiyetini tebrik etmiştir.<ref>Browne, A Literary History, s. 67.</ref> Akkoyunlu hükümdarı Sultan Elvend, II. Bayezid’e gönderdigi mektupta Kızılbaşları def etmek için hazır olduğunu söyleyerek şöyle tarif etmiştir: “cemâat-i dâll ve mudill evbâş-ı Kızılbaş-hazelehumullahu ve kahherahum/sapık ve saptırıcı alçak Kızılbaş toplulugunun -ki Allah onları kahretsin”.<ref>Doğan Kaplan, Buyruklara Göre Kızılbaşlık, 2008 Konya, Sayfa:11</ref>

H. 892 / M. 1487 yılında Karakoyunlular, Akkoyunlular tarafından ağır bir yenilgiye uğratılınca ülkeleri de ellerinden çıkmış oldu. Bilâhare, Akkoyunlular da H. 907 / M. 1502 tarihinde Nahçivan civarında İsmâ‘il Safevî Hatai ile giriştikleri meydan muharebesini kaybederek tarih sahnesinden silindiler.<ref>Balcıoğlu, Tahir Harimi, Türk Tarihinde Mezhep Cereyanları – Tasavvufun Şiîlikle münasebeti, Sayfa 268, Ahmet Said Baskısı, 1940.</ref> Şablon:Ayrıca bakınız

Akkoyunlular döneminde ticaret

Akkoyunlular hakimiyetleri altındaki topraklarda ticarete büyük önem vermiş ve ticarete teşvikte önemli çalışmalar yapmışlardır. Akkoyunlular ticarette Anadolu Selçuklukları gibi ticarete önem veren devletlerden etkilenmişlerdir. Akkoyunlular'ın önemli hükümdarlarından Uzun Hasan ticareti geliştirmek maksadıyla ticaret vergisi olan tamgayı 20 dirhemden 1 dirheme düşürmüştür. İpek ve kumaş Akkoyunlular'ın en önemli ticaret ürünü olurken ayrıca devletinin önemli ticaret merkezlerinden olan Erzincan'daki köle pazarında satılan her köle için 150 karaca akçe-bac da alınmaktaydı.<ref>http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/31/268.pdf</ref>

Akkoyunlular hükümdarları

Dosya:Hasankeyf.JPG
Hasankeyf Uzun Hasan'ın oğlu Zeynel Bey'in türbesi de bu kasabaya yakın bir yerde bulunmaktadır.
Kara Yülük Osman Bey (1394 - 1434) 
Ali Bey (1434-1444)
Hamza Bey (1435 - 1444) 
Cihangir Mirza (1444 - 1453) Batı kesmini hükmetmişti. 
Uzun Hasan (1453 - 1478) 1467'de birleştirmişti.
Halil (1478) 
Yakub (1478 - 1490) 
Baysungur (1490 - 1493) 
Rüstem (1493 - 1497) 
Göde Ahmed (1497) 
Murad (1497) Fars, Kirman ve Irakeyn civarı
Elvend Mirza (1498 - 1502) Azerbaycan ve Diyarbakır civarı
Murad (1502 - 1508) Tekrar birleştirmişti
  • Ali ile Hamza arasındaki mücadele dönemi (1435 - 1438)
  • Murad, Elvend Mirza ve Muhammed arasındaki mücadele dönemi (1497 - 1502)

Soyağacı

Şablon:Soyağacı/başla Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı Şablon:Soyağacı/bitir

Kaynakça

Şablon:Kaynakça

Bibliyografya

  • Cöhçe, Salim, “Otlukbeli Savaşına Kadar Akkoyunlular”, Anadolu Birliğinin Sağlanmasında Otlukbeli Savaşının Yeri ve Önemi”, Ankara 1997, s. 121–134.
  • Erzi, Adnan Sadık, “Akkoyunlu ve Karakoyunlu Tarihi Hakkında Araştırmalar”, Belleten, XVIII/69–72, Ankara 1954, s. 179–221.
  • Ebu Bekr Tihranî, Kitâb-ı Diyârbekriyye, Yay. Hzl. Necati Lugal, Faruk Sümer, Ankara 1993.